Türk Ocakları Genel Merkezi’nin her hafta düzenlemiş olduğu OcakbaşıSohbetleri’nin bu haftaki konuğu duayen tarihçi Prof. Dr. Reşat Genç’ti. Genç, “Çanakkale içinde vurdular beni..”Çanakkale türkülerinin diliyle Çanakkale Savaşları” isimli konuşmasıyla dinleyicileri 1915 Çanakkale’sine götürdü.
Programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Gene Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz yaptı. Şahingöz, Çanakkale Savaşları’nda vatan, millet ve din uğuna canlarını feda eden şehitlerimizi anarak başladığı sözlerinde Çanakkale Savaşları’nın tarihimizdeki öneminden bahsetti. Ardından konuşmacı Prof. Dr. Reşat Genç’i tanıtan Şahingöz, kendisinin de Genç’in asistanı olduğunu ve çok değerli bir tarihçi olduğunu ifade ettikten sonra, Genç’in ülkemizin en buhranlı yıllarında akademi dünyasında milliyetçi duruşunu hiç değiştirmeden çalışmalarına devam etmiş bir bilim adamı olduğunu da belirtti. Ardından konuşmacı Prof. Dr. Reşat Genç’i kürsüye davet etti.


Ülkemizin en önemli tarihçilerinden olan Prof. Dr. Reşat Genç konuşmasına şehitlerimizi anarak başladı. Daha sonra 18 Mart tarihine değinen Genç, bu tarihte kazanılan deniz zaferinin çok büyük bir başarı olduğunu ve eşi benzeri olmadığını belirtti. Ancak sadece bu tarihe bağlı kalınmaması gerektiğini ve 18 Mart tarihi sonrasında yaşanan Kara Savaşlarının çok daha iyi tahlil edilmesi gerektiğini ifade etti. Burada Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün komutanlığına özellikle değindi ve Mustafa Kemal Paşa’nın askeri dehasının Çanakkale savaşlarında ortaya çıktığını ve rüştünü ispatladığını ifade etti. Mustafa Kemal Paşa’nın Anafartalar cephesindeki üstün başarısından bahseden Genç ardından Çanakkale’de çarpışmış diğer bazı komutanlardan bahsetti. Kazım Karabekir ve Fevzi Çakmak’tan bahseden Genç, burada önemli bir detaya değinerek, Çanakkale savaşlarına katılan komutanların bir iki istisnası dışında tamamının İstiklal Savaşı’na da katıldığını ve katılanların tamamının Mustafa Kemal Paşa’nın ne denli büyük bir komutan olduğunu bildiklerini ve bu yüzden tereddütsün İstiklal Savaşı’na katılarak Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğini kabul ettiklerini söyledi. Buradan yola çıkarak Çanakkale Savaşları’nın gerçekten Milli Mücadele’nin önsözü olduğunu ifade etti.

Konuşmasında ara ara Çanakkale Türküsü’nden beyitler okuyan Genç, türkünün farklı versiyonlarının da olduğunu ve yörelere göre farklılıklar gösterdiğini de belirtti.

Prof. Dr. Reşat Genç, Çanakkale Kara savaşlarının ne denli çetin geçtiğini anlatmak için kendi yaşadığı bir anekdotu anlattı. Genç, askerliğini yedek subay olarak yaptığı dönemde komutanı olan Tümgeneral Turhan Olcayto’nun yapmış olduğu bir araştırmadan bahsetti. Olcayto’nun Çanakkale cepheleriyle ilgili bir çalışma yaparken gittiği bir koyda metrekareye düşen karşılıklı can kaybını hesapladığını ve sayının metrekareye 20 can kaybı olduğunu tespit ettiğini ifade ederek, bu durumun kendisini derinden etkilediğini söyledi. Şehitlerimizin ne kadar büyük mücadeleler verdiklerini anlattı. Burada Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı dönemine de değinen Genç, Atatürk’ün kendi özel hafızı olduğunu ve bu hafızını zaman zaman görevlendirip Çanakkale’de her sene farklı bir şehitlikte olmak üzere Hatm-i Şerif’ler okutturduğunu, büyük illerdeki camilerde yine aynı şekilde Kur’an-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif okutturduğunu ifade etti. Burada Atatürk’ten sonra hiçbir cumhurbaşkanının böyle bir faaliyette bulunmadığını ifade etti.
Prof. Dr. Reşat Genç çeşitli yörelere ait Çanakkale destanları, şiirleri üzerinden savaşlara dair ilginç anekdotlar anlatarak dinleyicileri adeta Çanakkale Savaşları’na götürdü. Burada önemli bir noktaya değinen Genç, Çanakkale Türkülerinin pek çoğunun Rumeli kaynaklı olduğunu veya Rumeli de farklı versiyonlarının bulunduğunu ifade etti. Kosova’da yapılan bir çalışmadan bahseden Genç, Çanakkale’de savaşmak için buralardan yüzlerce gencin gittiğini ve döndüklerinde bu toprakların dahi elden çıktığını ama o savaşın ruhunu asla kaybetmediklerini ifade etti. Anadolu’da Çanakkale şiirleri, destanları üzerine detaylı bir çalışma yapılması gerektiğini ifade eden Genç, bunun en azından bir doktora tezi olarak yazılması ve derlenmesi gerektiğini ifade etti.
Çanakkale Savaşları’ndan anlatılar ve şiirlerle devam eden sohbetin arından soru cevap bölümü yapıldı. Sorulara verilen cevapların ardından program sona erdi.
Haber: Emre Kartal                         
Fotoğraf: Ömer Han Altıkulaç