Daha sonra söz alan Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Başkanımız Prof. Dr. Nedim ÜNAL konuşmasında;

“ Aziz dostlarım, 1950 sonrasında Türk Ocaklarının Yeniden Türkiye’nin Ufkunda Doğması Noktasında o Ocağın ortaya çıkmasında büyük bir emek sahibi bir büyüğümüzü, nebiler nebisi Peygamberimizin bu alemi ve bizleri şereflendirdiği bir günün yıl dönümünde misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Evet Peygamberimizin bu alemi şereflendirdiği günün yıl dönümü hepimize, Türk ve İslam alemine kutlu ve mübarek olsun. Hanımlar Kurulumuz gerçekten çok büyük hizmetlerde bulunuyorlar. Hanımlar kurulumuzun faaliyetleri içerisinde dördüncü kütüphaneyi de, Yavuz Bülent BAKİLER kütüphanesini de bu sabah “Şehit Savaş Kubaş Anadolu Lisesinde” açmış bulunuyoruz. Yavuz ağabeyimiz bugün orada gençlerimize “Türkçeyi, Türk Kültürünü, Kitabı, Kitap okumayı ve düşünceyi, Nasıl adam olunacağını, milletimizin nasıl ayağa kaldırılacağını”, bu evlatlarımıza anlattı ve gençlerimiz büyük ilgi ve hayranlıkla bu konuşmayı coşku ile dinlediler.

Hanımefendilerin faaliyetleri bununla da bitmiyor. Hanımlarımız her sene bir orman dikiyorlar. Yine önümüzdeki hafta Pazar günü saat 10.30 da Atatürk Lisesi önünden hareket ederek yeni orman alanımıza gideceğiz. Ve “Coğrafyayı Vatan Yapmaya” devam edeceğiz. Çol cocuk bir bayram havası içerisinde hep beraber orada buluşmayı ümit ediyoruz.

Yine Hanımlarımız her ayın ilk Cumartesi Günü kahvaltılı sohbet toplantıları düzenliyor. Hanımlarımız bu çalışma ve gayretlerinden dolayı tebrik ediyorum. “ dedi.

Daha sonra söz alan Yavuz Bülent BAKİLER büyüğümüz,  konuşmasında özetle;

“ Aziz Dostlarım, burada ne kadar duygulandığımı ve sevindiğimi aynı zamanda ne kadar ezildiğimi anlatmak zor. Sevinmem Şundandır. Eskişehir Türk Ocağı mensuplarını böyle bir arada görmek beni sevindiriyor. Eskişehir’de bir lisemize açılan kütüphaneye benim ismimin verilmesi beni duygulandırıyor. Ama aynı zamanda böyle büyük ve zengin bir topluluğun, kendilerinden vakit ayırarak akşam saatlerini benimle geçirmeleri beni eziyor. 1995 yılında bir öğretmenler gününde davet aldım, kürsüye çıktım ve öğretmenlerimize, öğretmenlik ve eğitim politikamız ile ilgili düşündüklerimi söyledim. Bu arada sizler elbette ki devletin belirlediği bir müfredatta ders veriyorsunuz ama unutmayın ATATÜRK şu sözünde belirttiği gibi “ Bir milletin iki ordusu vardır. Biri asker ordusu diğeri kültür ordusu” Asker ordusu bir vatanın hayatını kurtaran ordudur. Kültür ordusu vatanın geleceğini hazırlayan ordudur. Bu bakıma kültür ordusu, asker ordusundan daha önemlidir. Eğer bir milletin kültür ordusu iyi ve güçlü olmaz ise muharebe ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, savaşarak alınanları masada verir. Bakınız şu uydurma Ermeni davasında yüzde milyon haklıyız. Ama kültür ordumuz zayıf olduğu için kendimizi batıya ifade edemiyoruz. Öğretmenlerimize dedim ki ATATÜRK’ÜN sözü ile çocuklarımıza Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlatınız. ATATÜRK diyor ki “Çocuklarımıza her şeyden evvel milli benliğimize düşman olan cereyanların neler olduğu hakkında bilgi verilmelidir. Kendi nesillerini bu silahlarla donatmaya nesillerin yaşama hakkı yoktur. Yani doğu ve batı dünyasının Türkiye üzerindeki oyunlarını çocuklarımıza öğretmelisiniz” dedi. Takriben iki saat boyunca konuşan büyüğümüz ocaklı aileler ve misafirler tarafından vecd içinde dinlendi. Gece geç saatlere kadar süren toplantı saat 24.00 civarında tamamlandı. Büyüğümüze hanımlar kurulumuz tarafından çeşitli hediyeler takdim edildi, fotoğraflar çekildi. Büyüğümüzün kitapları imzalamasından sonra çoşkuile geçen gece huzur ile tamamlanmış oldu.