2017 Türk Dili Yılı münasebetiyle Gençlik Kollarımız tarafından düzenlenen “Türkçemiz: Geleceğimiz” adlı konferansımız Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mustafa Argunşah Hocamızın katılımıyla ESOGÜ Fazıl Tekin Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Gençlik Kolları Başkanımız Enes Tahir Bay’ın açılış konuşması ile başlayan programda Argunşah Hocamız özetle şunları söyledi; Ülkemizde insanlar Türkçe’nin gelecek nesillere aktarılamayacağını söyler. Ancak UNESCO’nun dillerle ilgili belirlediği 9 maddeye dayanarak Türkçemizin yok olma tehlikesinde olduğunu söylemek mümkün değildir. Bizlere Türkçenin yok olacağını, gelecek yüzyıllara aktarılamayacağını söyleyerek bizi psikolojik savaşa itiyorlar. Psikolojik savaş toplumu hedef alır, silahı ise kitle iletişim araçlarıdır, toplumun zihnini ve ruhunu hedef alır. Dünyada psikolojik savaşın etkisi altında olmayan hiçbir toplum yoktur. Bizlere Türkçe’nin iyi bir dil olmadığını, İngilizcenin evrensel bir dil olduğunu söyleyerek ve dilimize yabancı kelimeleri bilinçli bir şekilde katarak dilimiz üzerinde psikolojik savaş uyguluyorlar. Türkçe’mizi koruyup savunmadığımızda adeta Truva atıyla içeriye sokulan küçük etkili birlikler, biz daha savaşmadan mevzilerimizi, kalelerimizi ele geçirmiş gibi olacaklar. Sokakta dil kirlenmez, dilde kirlilik edebi eserlerle olur. Sokaktaki kirlilik sunidir, devlet isterse geçebilir. Dil yazı ile kirlenir. Yabancı kelimeler edebi eserlerin içine sindikçe kirleme olur. Yani Türkçemiz elden gitmiyor, ölmüyor. Lakin ölen Türkçeler var. Diller işlevini tamamladığında ölür, konuşuru kalmaz. Bugün dünyada 130 milyon insan Türkiye Türkçesini dinliyor, anlıyor ve konuşuyor. Dünyada en çok konuşulan 5 dilin arasındadır Türkçemiz. Yazılı belgelerimiz olmasa da M.Ö. 4000-5000 yıl önce de Türkçe konuşuluyordu. Orhun Yazıtlarındaki dil alelade bir değildir, gelişmiş bir Türkçedir. Türkler Müslüman olduktan hemen sonra Kur’an’ı Orta Asya’da Türkçe’ye çevirdi. Büyük Selçuklular anadil olarak Farçayı kullandı. Anadolu Selçuklu ve Büyük Selçuklulardan bize hiçbir yazılı eser kalmamıştır. Sadece 14.-15 yüzyıda ise 500 civarında Türkçe eserimiz vardır. Bu eserlerden de anlaşılacağı üzere Türkçe bilim dilidir. 1937’den bu yana da Atatürk’ün öncülüğünde eğitimde Türkçe terimler kullanılmaya başlamıştır. Eğitimde anadil Türkçe olmalıdır. Yabancı diller, yabancı dil derslerinde kullanılmalıdır. Biz yabancı dil öğrenmeye evet, yabancı dille öğrenmeye hayır diyoruz. Bir dilin büyüklüğü asla o dilde kullanılan kelime sayısı ile ölçülmez. Çünkü dillerin yapıları farklıdır. Bizdeki bir kelimeyi İngilizce 20 kelime ile karşılayabilir. Dünya da her dilde Türkçeden geçmiş kelimeler vardır. Türkçemiz bugün en görkemli zamanını yaşamaktadır. Okullaşma, kadınların okullara gönderilmesi hiçbir zaman bu kadar fazla olmamıştır. Bir ailede kadının eğitim seviyesi, o evdeki eğitim seviyesini etkiler. Türkiye, dünyada kadın akademisyenlerinin en fazla olduğu ülkedir. Bu da eğitim kalitemizin yükseldiğini gösterir. Eğitim seviyesinin yükselmesi Türkçemizin kullanılmasıyla doğru orantılıdır. Türkiye Türkçesi, bugün ve 50 yıl sonraya doğru giden dönemde bütün Türk dünyasının ortak dili haline gelecektir. Bu kendiliğinden ve Türkiye’nin gücü ile Türkiye Türkçesini Asya’nın ortak dili haline getirecektir. Diziler ve sinemalar dilimizin ortak dil olmasında oldukça etkilidir. Bugün Türk dünyası ile ortak bir alfabeye sahip değiliz. Alfabe bir araçtır. Asıl olan iletişim dilini bir kılmaktır. Türkçemiz olmazsa; Türk olmaz, biz dilimizle varız, dilini kaybeden milletlerin yaşama hakkı olmaz. Türkçe olmazsa; Türkiye, Türk kültürü, Türk medeniyeti olmaz. Türkçe sonsuza kadar dalgalanmasını istediğimiz ses bayrağimızdır. 

https://www.facebook.com/pg/esturkocagi/photos/?tab=album&album_id=1989127988025759