Bu haftaki Perşembe Sohbetimizde ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ömer Faruk Bayrakçı şefliğindeki koro Eskişehir Türk Ocağı’nın konuğu oldu ve “Bestekar Ahmet Hatipoğlu Anısına Tasavvuf Musikisi Konseri” icra edildi: 

Dini mûsikî formu, tasavvuf ehli tarafından sadece mûsikî icrası olarak görülmemiş, nefsi arındırıp rûhu tezkiye, kalbi tasfiye ve insanı terbiye edici bir vasıta olarak düşünülmüştür. Tasavvuf mûsikîsi bahsettiğimiz boyutları çerçevesinde bir ibâdet neşvesi ile icrâ edile gelmiştir. Mûsikî ile hemhâl olan mutasavvıflara göre ruhlarla hoş nağmeler arasında efsunlu bir alışveriş söz konusudur. Onlara göre mûsikînin etkisiyle kalpte hüzün, şevk, ferahlık gibi hallerin meydana gelmesi, ruhların mûsikî ile büyülenerek ona râm olması ilâhî bir sırdır. Ebû Rıdvan Sâdık Vicdânî’nin kaleminden dökülen şu mısralar tasavvuf mûsikîsinin gönül kulaklarında nasıl bir tad, nasıl bir mânevî lezzet bıraktığına ilişkin önemli ipuçları vermektedir:

Gîr mûsikî cihânına seyr et cihânları
Elhân-ı sarây-ı aşk-ı Hudâ’dan sadâ işit
Aşkın bütün serâirine vakf-ı gûş idüp
Dinle nevâ-yı rûhumu Hak’dan nidâ işit 

Tasavvuf mûsikîsi işte bu zevki ruhlara hatırlatan önemli bir misyona sahiptir. Tasavvuf ehlinin amacı gök kubbede ruhlara inşirah verecek hoş bir sadâ bırakmaktır. Güftelerinde ilâhî duyguları terennüm etmek, besteleriyle bu duyguları zihinlere ve kalplere kazımaktır. Ne mutlu işitebilenlere!… İstiklal Savaşı’nda milli teşkilatların başında bulunmuş, müftülük, vaizlik yapmış, değerli bir din adamı olan Burdurlu Hatip Hoca’nın 1933’te dünyaya gelen ikizlerinden biri olan Ahmet Hatipoğlu, müstesna bir musiki kabiliyetine sahiptir; 50 yılı aşkın sanat hayatında sayısız dini ve din dışı Türk Musikisi eserini repertuvarımıza katmıştır. Bugün tasavvuf müziği konserlerinde onun eserleri olmaksızın program yapılamaz olmuştur. Bilhassa zikir ilahileri, Tevşih, Esma-i Hüsna, Tevhid ve Dua gibi eserleri, aynı parça içinde farklı usuller, makamlar ve yeni formlar uygulanarak bestelenmiştir. Bu değerli sanatkar 23 Ağustos 2015’te 82 yaşında iken Hakk’a yürüdü. Herhalde diyecek son sözümüz şudur:

“Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde.
Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler.” 

Konserde Şef-Kanuni Ömer Faruk Bayrakçı’ya klasik kemençede Orhan Eryılmaz, ritimde Zeynep Kunduroğlu refakat etmiştir. Kasidehân Öğr. Gör. Mahmut Şevket Öztürk, Orhan Durmuş, Galip Demirel, Mehmet Topal ve Seyfullah Yürük’ten oluşan koro ise Ahmet Hatipoğlu merhumun bestelerini seslendirmişlerdir.
İcra edilen eserler: Nikriz İlahi (Hak bir gönül verdi bana), Nihavend İlahi (Nice feryad edip zârı kılam ben), Uşşak Nefes (Pir divanına uğradım), Hicaz İlahi (Ben bu yolu bilmez idim) ve Zirgüleli Hicaz Yeni Form (Hicaz dua-Hicaz zikri).
Şube başkanı Prof.Dr. Nedim Ünal’ın koroya ve misafirlere teşekkür konuşması ve Mahmut Şevket Hoca’nın Kuran-ı Kerim tilaveti ile gece nihayete ermiştir.