Bu haftaki Perşembe Sohbetinde “Eskişehir’de Çevre Problemlerine Dair Tespitler” konusuyla ESOGÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Özgür EMİROĞU bizlerle oldu.Sayın Emiroğlu konuşmasında özetle şunları söyledi;

ESKİŞEHİR’de Çevre Sorunlarına Dair Tespitler

Günümüzde şehir hayatı hızlı bir kabul değiştirmektedir. Bu değişimle birlikte şehirde yaşamı zorlaştıracak yada kalitesini düşürecek etmenler açığa çıkmaktadır. Bu kapsamda bu konuşmamızda Eskişehir kent merkezinde yaşayan insanların karşılaştığı çevre faktörlerine ait gözlemlerimizi paylaşacağız. 

İlk bakacağımız faktörümüz Eskişehir de Hava Kalitesi

1994 kadar şehrimizde kadar evsel ısınma ve sanayide enerji ihtiyacı çoğunlukla katı fosil yakıtlardan sağlanıyordu. Hava kirliliği açısından Ülkemizde Eskişehir 1994 yılında 4. en kötü, 1995 yılında 1. En kötü hava kirliliği olan şehirdi. Hızlı bir şekilde doğal gaz kullanımının Eskişehir de yaygınlaşmasıyla SO2 ve Duman açısından Eskişehir de hava kirliliği problemi kabul edilebilir sınırlar içine çekilmiştir. Son yıllarda çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan hava kalitesi ölçümlerinde NOx, CO, PM10 ve ozon seviyelerinde artışların olduğu görülmektedir. Eskişehir il çevre ve orman Müdürlüğü, Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Büyükşehir belediyesinin beraber hazırladığı Eskişehir ili Temiz Hava planı raporunda bu durumun sebebinin Eskişehir deki trafik sorunun olduğu ifade edilmiştir. Bir insan yaptığı işin niteliğine göre günde ortalama 12-15 m3 havayı solunumda kullanmaktadır. Bir motorlu araç insanın günlük ihtiyacı olan 15 m³ havayı sadece 10 dakikada zararlı hale getirebilmektedir. Fosil yakıt kullanan ve içten yanmalı motora sahip araçlar çevre üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Bu araçlar özellikle ilk çalıştıklarında motor soğuk iken ve rolanti de çalışma durumunda verimli bir yanma gerçekleştiremedikleri için havayı daha çok kirletmektedirler. Eskişehir de toplu taşımayı kolaylaştırmak ve Hava kirliliğini azaltmak amacıyla kurulan hafif raylı sistem maalesef günümüzde ciddi bir trafik sıkışıklığı ve buna bağlı olarak hava kirliliğine sebep olmaktadır. Yapılan çalışmalarda Trafiğin sıkışık olduğu kent merkezinde NOx, trafiğin sıkışık olmadığı kent periferinde ozon seviyesinin yüksek çıkması bu durumun en önemli kanıtıdır. Şehir olarak hafif raylı sistemimizin acil olarak trafik sıkışıklığını önleyecek şekilde tekrar reorganize edilmeye ihtiyacı vardır. Bu sorun çözüldüğü durumda kentimizin hava kirliliği ile ilgili problemleri sürdürülebilir ve yönetilebilir sınırlar içerisinde kalacaktır.
Şehrimizde uzun yıllardır ciddi bir çöp toplama ve depolama sorunu vardır. Ancak Büyükşehir Belediyemiz tarafından yaptırılan katı atık ayrıştırma merkezimiz bu sorunu yakın gelecekte yönetilebilir sınırlara getirecektir.

Şehrimizdeki gürültü kirliliğinin büyük kısmı Askeri Hava alanının şehre çok yakın olmasındandır. Bu durumun düzeltilebilmesi yakın zamanda çok mümkün görülmemektedir.

Diğer bir sorunumuzda çeşmelerimizden akan içme ve kullanma suyumuzdur. Tüm şehir çeşmeden suyun içilmediğini bilir Eskişehir de ama adı içme ve kullanma suyudur kalitesinin de öyle olması beklenir. Maalesef ki şehrimizin gerçek anlamda tek su kaynağı Porsuk çayıdır. Tüm şehir bu suyu evlerinde kullanmaya mecburdur. Kütahya daki dağlarda tertemiz memba suyu kalitesinde doğan bu su maalesef bize gelene kadar Kütahya ili tarafından kirletilmektedir. Regülâtör bölgesinde 1980 yılların sonunda yaptığımız arıtma tesisi ile bu suyu arıtıp şehre vermekteyiz. Ancak bu su özellikle organik madde bakımından o kadar çok kirletilmektedir ki mevcut olan tesisle ne kadar arıtsak da zaman zaman TSE 266 ve İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki yönetmelik hükümlerinde ki kriterlere uygun temizlemek mümkün olmamaktadır. Arıtma tesisimizde ESKİ raporlarına göre 2014 de 369 000 kg klor kullanılması gerekmiştir. Bu da suyun mikroorganizmalarca temiz ancak dezenfektan yan ürünleri(DYÜ) bakımında olabildiğince kirli olabileceğini göstermektedir. Son yıllarda organik yükü yüksek suların temizlenmesinde kullanılan yüksek miktarda klorun DYÜ oluşturduğu ve bu kalıntıların insanlarda düşük doğum kilosu, cilt problemleri ve uzun etkileşim durumunda bazı kanser türlerine sebep olduğu kanıtlanmıştır. Geç de olsa Büyükşehir belediyesi arıtma tesisimize Aktif Karbon Prosesini ekleyerek çeşmelerden akan çeşme suyunun kalitesinin yükseltilmesini amaçlamıştır. Bu konuda suyun biz kullanmadan daha az kirletilmesini ve teknolojisi oldukça eski kalan 1980 lerde yapılan arıtma tesisi yerine daha modern şartlarda su arıtabilen bir sistemin şehrimize kurulmasına ihtiyaç vardır.

Her büyüyen şehir gibi Eskişehir’inde çevre problemleri vardır ama bunlar çözülmeyecek boyutta değildir. Ancak çözmek için öncelikle farkında olmak sonrada üstüne görev düşenlerden sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamamız gerekmektedir.