Perşembe Sohbetlerimizin bu haftaki konuğu “İslamiyet’ten Önce Türklerde Kültür ve Müzik” konulu konuşması ile Ömer Halisdemir Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feyzan Göher Vural oldu. Sayın Vural konuya dair düşüncelerini özetle aşağıdaki şekilde ifade etti: Türk tarihi pek çok açıdan eşsiz niteliklere sahiptir. Bunlardan birisi sahip olduğu beş bin yıllık geçmiştir ki, bu derinlik pek az millete nasip olmuştur. Bir diğeri, yayıldığı geniş coğrafyadır. Bu durum, kültürel zenginliğin çeşitlenmesinde önemli rol oynamıştır. Son derece dinamik, vatan sevgisi ve fetih tutkusuyla dolu olan bu tarihî macera, Selenge-Orhun kıyılarında, M.Ö. 3000-2500 yıllarında başlamıştır. Türk tarihine ve kültürüne ait temel taşlara inmek için, Orta Asya’ya bakmanız gereklidir. Türk sanatı ve Türk müziğinin ilk tohumları da Orta Asya Türk Kültürü içinde atılmıştır. Sadece Türk tarihi için değil, dünya tarihi ve kültürü için de Orta Asya Türk devletleri büyük bir öneme sahiptir. Kültürel değerlerimizi, tarihimizin haşmetini yeni nesillere aktarmak, bir akademisyenin en önemli görevidir. Geçmişini bilen, atalarının Orta Asya’dan itibaren oluşturdukları kültürel zenginliklerden haberdar bir nesil, geleceğe kendisinden emin şekilde bakacaktır. “İslamiyet’ten Önce Türklerde Kültür ve Müzik” başlıklı konferansta, yukarıda sözü edilen değerlerin altını çizmek; İslamiyet’ten önce Orta Asya’da kurulmuş önemli devletlerin kültür ve sanat ürünlerine örnekler sunmak; bu unsurlarla Türk müziğinin ilişkisini ortaya koymak ve üzerine pek fazla çalışma yapılmamış olan Asya Hunları, Kök Türkler ve Uygurların müziği hakkında bilgiler aktarmak amaçlanmaktadır. Orta Asya Türklerini ilk kez bir bayrak altında toplayarak kültür birliğini de sağlayan Hunlara ait Pazırık Kurganları; bu kurganlar vasıtasıyla günümüze gelebilmiş kültürel ürünlerin sergilendikleri müzelerde tarafımızca çekilmiş fotoğrafları; ilk kez devlet isminde “Türk” kelimesini taşıyan, bıraktıkları abidelerle adlarını dünya tarihine kazıyan Kök Türklerin sanatsal ürünleri; geliştirdikleri matbaa sisteminden, akupunktur uygulamalarına, çeşitli çalgılardan kurulmuş orkestralardan, devasa karız sistemlerine kadar dünyanın gelmiş geçmiş en büyük medeniyetlerinden olan Uygur kültürü, bu sohbette ele alınacaktır. Türk ve Çin belgelerinin ışığında yapılmış olan tespitlerin sunulması ve arkeolojik bulgularla elde edilen verilerin ortaya konulması ile görseller eşliğinde, Batı’nın “sadece savaşmayı bilen barbarlar” diye etkiletmeye çalıştığı bu devletlerin, nasıl bir medeniyete sahip oldukları gözler önünde serilecektir. Program soru-cevap ve teşekkür konuşmaları ile sona erdi.