Her halde “19. yüzyıl politikaları” derken 1800’lü yıllardaki Tanzimat Türkiye’sini kastetmiyordu. Bugün CHP’nin 1930’lardaki politikalardan farklı, eşitlikçi bir yaklaşıma sahip olduğunu anlatmak istemiş olabilir.
Kılıçraoğlu’nun “Osmanlı’da Türkolmak ayıptı” sözü çok basit kaçtı, yakışmadı ama yine de ben iyi niyetine vermek istiyorum, “hiç kafatası devleti olmadık” demek istemiştir diye…

Tarih okumak
Uzun tarihi anlatımların yeri gazete köşeleri değildir. Osmanlı kültürünün, devlet yapısının ve hukukunun oluşmasında Türk kültürünün ve geleneklerinin büyük rolünü görmek için Halil İnalcık, İlber Ortaylı, Ahmet Yaşar Ocak, Cemal Kafadar gibi tarihçileri okumayı tavsiye ederim.
Tarihimizde aşiret yapılarından ve göçebe törelerinden yerleşik medeniyete ve kurumlara geçmemezi Osmanlı başardığı gibi, Cumhuriyet’in bütün temel kurumlarının temelinde bir Osmanlı tuğrası vardır: Ordu, idare, eğitim, hukuk, adalet, Yargıtay, Danıştay, parlamento, üniversite…
Bazı devşirmelerin “idraksiz Türk” gibi sözleri, kavmi bir aşağılama değil, “devletlu” takımının taşralı, köylü ahaliye bakış tarzıdır ki Cumhuriyet’te çok kullanılan “mürteci” kavramıyla benzerliği sınıfsal vardır!
Osmanlı’da bütün çağlar boyunca resmi dil yani devlet yazışmalarının, hukukun, idarenin ve idareci zümrelerinin dili Türkçe olmuştur. Bu aynı zamanda Türkmen Türkçesinin hukuk ve idare dili düzeyine yükselmesini ifade eder.
Bir Türkmen devleti olan Safeviler’in Fars devletiyle, Osmanlı’nın ise Türkiye Cumhuriyetiyle sonuçlanmasının tarihsel sebeplerini bilmiyorsak okumak, araştırmak lazımdır.

Osmanlı’da resmi dil
Osmanlı anayasası, 1876 tarihli “Kanunu Esasi”dir, yani ana kanun, ana yasa…
Üç maddesinde dört defa “Türkçe” ve “lisan-ı Türkî” hükmü vardır:
Madde 18: Devlet memuru olabilmek için Türkçe bilmek şarttır…
Madde 57: Parlamento dili Türkçedir…
Madde 68: Bu maddede milletvekili seçilme şartları sayılırken iki defa “Türkçe”yi bilmek şartı konulmuştur.
Bütün bunlar niye önemli?
Birnicisi, Türkçe’nin resmi dil ve tek resmi dil olması, Cumhuriyet devrinde yapılmış bir “icat”ı değil, bin yıllık tarihin doğal bir sonucudur.
İkincisi, CHP artık Osmanlı tarihi ile barışmalıdır. Cumhuriyet’il ilk yıllarında, “taş devri, tunç devri” çağlarında tarih aramak belki anlaşılabilirdi ama bugün hem tarih bilimi, hem bizi bu topraklarda birleştiren “bir yıllık beraberlik” diyorsak, bunun bel kemiği Selçuklu ve Osmanlı asırlarıdır; Cumhuriyet bu bin yılın bir evrim aşamasıdır, demokratikleşerek evrimine devam edecektir.