Sunum yapmadan önce karşımızdakilere mutlaka ne yapacağımızı anlatmamız gerekir. Dinleyiciler neyle karşılaşacaklarını bilmelidirler. Bilgi üretmek için bilginin ham maddesi olan veri ye ihtiyaç vardır. Birçok materyali veri olarak dijital ortamda saklayabiliyoruz. Mesela ses, resim, yazı, parmak izi, göz retinası, hatta ısıyı bile veri olarak saklayabiliyoruz. Hatırlarsanız domuz gribi vakası çıktığında, insanların vücut ısıları termal kameralarla tespit edilip saklanıyordu. Bir de bu verilerin insanlarla paylaşımı gerekiyor. Bu enformasyon yani paylaşım sonucunda bir karar veriliyor ve bu karar bilgiye dönüşüyor. Şu anda dünyada bilgi ve veri okyanuslarının varlığından bahsediliyor. Fakat şöyle bir problem var. Bu bilgiye karşı anlayış çok önemli. Pozitif veya negatif bir anlayışla bilgiye yaklaşmanız, sizin vereceğiniz kararlarda çok etkili olacaktır. Ve bu anlayış daha sonraki kararlarınızda da zincirleme olarak etkili olur.

İlk başta bahsettiğimiz bilgiler açık bilgilerdir. Bunlar bir şekilde paylaşılabiliyor. Ama bilgelik ve pozitif anlayış örtük bilgilerdir. Bunlar yazılı hale getirilemez. Bu bir kültürdür, bu bir inançtır, bu bir yaşam tarzıdır. Bilgi güç’tür diye bir söz vardır. İşte bu güç olan bilgi, örtük bilgidir. Tecrübedir. Nasıl yapılacağı bilgisidir. Nasıl adaletli olunacağı, nasıl ahlaklı olunacağı bilgisidir. Asıl önemli olan bilgi örtük bilgidir. Bütün dünya şimdi bunun peşinde. Ayrıca çalışanlarda, müşterilerde, yöneticilerde vücut bulan fikirlere entelektüel sermaye diyoruz.

Her sılaydın bir başlığı olmalıdır. Birde slâytlarda en çok yapılan hatalardan bir tanesi farklı farklı efektler kullanılmasıdır. Bu farklılık karşıdakilerin dikkatini dağıtır. Karşıdakiler slâydın devamında ne ile karşılaşacaklarını bilmelidirler. Sadece metne odaklaşmalıdır. Efekti anlamaya çalışmamalıdır. Hep aynı efekti kullanmalısınız. Yazılar sağdan geliyorsa devamlı sağdan gelmelidir.  Yani bir kurgunuz olmalıdır. Burası bir sahne ve burada kullandığınız her bir nesne bu sahnede sizin senaryonuzu oynayan artistlerdir.  Ne zaman girecek, nerden girecek, nasıl girecekse bunun kurgusunu planlamasını çok iyi yapmanız lazım. Yoksa rastgele sağdan soldan gelir şekilde bunları koymak hiç etkili olmuyor.

Birde sunuyu anlatırken insanların sizlerle bakmamaları gerekiyor. İnsanlar sizin anlattıklarınızı dinlemeli, sununun yansıtıldığı yere bakmakla da destek almaları gerekiyor. Öncelikle mutlaka amacınızı söylemelisiniz. Niçin bunu yaptığınızı anlatmalısınız ve şekiller üzerinde konuşmalısınız. Heyecanlanıp unuttuğunuz şeyleri slâydınızdan bakarak hatırlamanız lazım. Durmaktan çekinmeyin. Durun, düşünün ve toparlayın. Dinleyiciler anlayışlı olurlar. Çünkü sizlerden bir şeyler almaya gelmişlerdir.  Anlattıklarınızı resimlerle destekleyin.  Grafikleriniz anlaşılır ve büyük olsun. Karmaşık olmasın. Sununuzu anlaşılır bir şekilde verdikten sonra teşekkür ederek bitiriyorsunuz.” Dedi.