Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Ortadoğu uzmanı Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN Eskişehir Türk Ocağı’nda “Perşembe Sohbetleri” programı çerçevesinde “Cinnet Coğrafyası Ortadoğu ve Türkiye” konulu bir konuşma yaptı

‘ARAP BAHARI KİMSENİN PROJESİ DEĞİLDİ’

Ortadoğu’da Ocak 2011’de kimsenin tahmin etmediği bir gelişme yaşandığını ve bunun ‘Arap Baharı’ olarak adlandırıldığını söyleyen Doç. Dr. Mehmet Şahin, bunu ‘bir projenin devamı’ olarak düşünenler olduğunu belirterek, “ABD’nin projesi olduğunu söyleyenler var. Arap Baharı kimsenin projesi değildi. Bu aslında bir dip dalgaydı. Fakat ortaya çıkan süreci her devlet ve devletler grubu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor” diye konuştu.

Ortadoğu’daki bir olayı değerlendirirken en çok dikkat edilmesi gereken konunun nüfus olduğunu aktaran Doç. Dr. Şahin, bu bölgenin dünyanın en hızlı nüfus artış oranına sahip yerlerinden olduğunu, Kuzey Avrupa‘dan ve Ortadoğu’dan genç nüfusun Avrupa‘ya göç ettiğini söyledi.

TUNUS’TA DEĞİL PARİS’TE BAŞLADI

Arap Baharı başlangıcı olarak değerlendirilen 2011 yılı başındaki Tunusolaylarından önceki yıllarda patlak veren Batı merkezli ekonomik krizi hatırlatan Doç. Dr. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bununla birlikte hem göç engellendi, hem de yeni bir göç yasası çıkardı Avrupa. Televizyonları gözünüzün önüne getirin. Paris sokaklarını yakıp yıktılar. Peki kimdi bunlar? Kuzey Afrika kökenli gençlerdi. CezayirTunusMısır‘dan gelen insanlardı. Aslında Arap Baharı ilk Tunus‘ta başlamadı, Paris’te başladı.”

‘ESAD’IN GİTMESİ ÇOK ZOR, KALMASI İMKANSIZ’

Arap Baharı’nın Suriye‘ye sıçramasının Beşar Esad’ın izlediği politikadan kaynaklandığını söyleyen Doç. Dr. Şahin, şöyle devam etti:

“Esad, bugün İslam ve Arap dünyasını zehirledi. Arap dünyası da İslam dünyası da bölünmüş durumda. Esad bunu gayet iyi biliyordu. Esad’ın gitmesi çok zor, kalması imkansız. Niye gitmesi çok zor? Çünkü, Suriye‘de Esad değil yönetimde, Suriye‘de azınlık koalisyonu yönetimde. Bu grup ‘ilk defa bin yıldır bu gücü elde ettim, bunu bırakmamam lazım’ diyor. Çünkü bir daha bu yönetimi bırakırsam, kıyamete kadar Sünni coğrafya bana yönetim hakkı verir mi? Çünkü Ortadoğu’da diktatörler kendi rızasıyla gitmez. ya ölür, ya da öldürür. Eğer bu azınlığa bağlı bir diktatörse, o hiç gitmek istemeyecektir, tüm dünyayı yakacaktır gitmemek için.”