Eskişehir Türk Ocağı Geleneksel Perşembe Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu Osmangazi Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr.Farzaneh Doulatabadi idi. “İran Türklüğü ” başlıklı sunumunda Yrd.Doç.Dr.Farzaneh Doulatabadi kısaca şunları söyledi:

İRAN TÜRKLERİ

İran’da yaşayan Türk halkları. Başta Azerbaycan Türkleri olmak üzere Türkmenler, Kaşkay Türkleri, Horasan Türkleri, Halaçlar, Sungurlar, Ebiverdiler, Kazaklar ve Özbekler gibi Türk halkları İran’ın belirli bölgelerinde yaşamaktadırlar. Bugün İran’da son seksen yılda egemen olan ve Batı tarihçiliğinden beslenen İran tarihlerini bir kenara bırakırsak, Samanoğulları hariç İslâmiyet’ten günümüze kadar Türk devletlerinin İran’a hâkim olduğunu görebiliriz. Türk devletleri bu bin yıllık sürede Arapçayı bilim dili, Farsçayı edebiyat dili ve Türkçeyi halk dili olarak kullanmışladır. İran’da yaşayan Türklerin nüfusu ile ilgili kesin bir rakam verilmemektedir. Verilen rakamlarda Türk nüfusu en az 20 milyon, en çok 35 milyon olarak gösterilmektedir. İran’da etnik grupları (halkları) birbirinden ayıran en önemli kriter dildir. İkinci derecede din-inanç, hayat tarzı (yerleşik veya göçebe), ırksal yapı (dış görünüm) ve coğrafî bölge gelmektedir. Bu ayırıcı özelliklere rağmen bütün İran ahalisinin tek ortak özelliği vatandaşlıktır. İran vatandaşlarının hepsi doğal olarak İranlıdırlar. Bu onların tek ortak ve birleştirici kimliğidir. İranlı adında bir millet veya dil olmadığı gibi bir ırk da yoktur ve olmamıştır

• En büyük Türk nüfusunu Azerbaycan Türkleri oluşturur. Sayıları 18 miyon ila 25 milyon arasındadır.
• İkinci büyük gurup Kaşkay Türkleridir, sayıları 3 milyon ila 4 milyon arasındadır.
• Türkmenler üçüncü sırada ve sayıları 2.5 milyon ila 3 milyon civarındadır.
• Diğer Türk toplulukları Avşarlar, Kaçarlar, Karapapaklar, Kazaklar ise 2 ila 5 milyon arasındadır.

Azerbaycan toprakları birçok kez büyük güçler ve bölgesel güçler arasında el değiştirmiş, bu durumdan en çok etkilenen de şüphesiz Azerbaycan Türkleri olmuştur. 1813 Gülistan ve 1828 Türkmençay Anlaşmaları sonucunda Aras’ın kuzeyi Rusya, güneyi İran sınırları içinde kalmak üzere Azerbaycan toprakları ve halkı ikiye bölünmüştür. Bu anlaşmalar sonucunda Azerbaycan topraklarının ve halkının çoğunluğu İran sınırları içerisinde kalmıştır. Daha öncesinde de bölgede büyük devletler kurmuş ve yönetmiş olan Türkler 1925 yılına kadar İran’da ülke yönetiminde bulunmuşlardır. İran’da 1925’den itibaren Pehlevi Hanedanı’nın başa geçmesiyle birlikte Azerbaycan Türkleri yönetimdeki etkinliklerini kaybetmişlerdir. Fakat Tebriz merkezli Azerbaycan Türkleri İran iç politikasındaki tüm sıcak noktalarda 1905’den itibaren aktif varlık göstermişlerdir. İran’da 1906’da Şah’a karşı gerçekleştirilen Meşrutiyet Devriminde Azerbaycan Türkleri hem düşünce platformunda hem de muharebe platformunda aktif rol üstlenmişlerdir. İran, tarihin hiçbir döneminde, gerek etnik, gerekse siyasi, kültürel, sosyal, dilsel ve diğer alanlarda tek yönlü bir ülke profiline sahip olmamış; ülkede farklı etnik grupların olması, bu ülke toplumunu siyasi, kültürel, dilsel ve diğer alanlarda da karmaşık hale getirmiştir. Ancak, 1925 yılından itibaren Şah Rıza Pehlevi’nin politikalarıyla, İran toplum yapısı, “Fars kimliği” baş konuma getirilerek, değiştirilmeye çalışılmıştır’ dedi.Program sorular ve kapanış konuşması ile gece sona erdi.