Eskişehir Türk Ocağı’nın bu haftaki sohbetinde ‘Otradoğu ve Irak Türkleri’’ konusuyla Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip bizlerle oldu. Açılış konuşması Ocak Başkanımız Prof. Dr. Nedim Ünal tarafından yapıldı.Daha sonra konuşmasına başlayan Nakip konuşmasında özetle şunları söyledi;

Ortadoğu’daki Gelişmeler ve Irak Türkmenleri

2003 yılından sonra Irak Türklerinin durumu farklılaşmıştır. Bu farklılaşma bir gelişme olmaktan çok bir değişme olarak kabul edilebilir. Çünkü Irak’taki gelişmeler çok hızlı ve belirsiz bir noktaya doğru sürüklenmektedir.Kürtler anayasadan elde ettikleri federasyon haklarından öteye geçerek konfederasyon oluştururken, Araplar Şii ve Sünni olarak ikiye ayrılmıştır. Her iki gelişme Türkmenleri olumsuz yönde etkilenmiştir. Bir taraftan birçok Türkmen bölgesi Kürt siyasi grupların denetimine girerken, özellikle Şii Türkmenler El-Kaide gibi örgütlerin hedefi olmaktadır.

Son 10 yıl zarfında serbest siyaset yapma imkanı elde edebilen Türkmenler aslında bazı anayasal haklar elde edebilmişlerdir.Ancak çok ciddi güvenlik sorunları olduğu açıktır.Özellikle Kerkük ve Tuzhurmatu bölgelerinde Türkmenler öldürülmekte, kaçırılmakta ve asimile edilmektedir.Bu konuda Araplar ve Kürtler suskun kalmayı tercih etmektedirler.Çünkü bu bölgelerden Türkmenlerin tasfiye edilmeleri her iki tarafın da işine gelmektedir.

10 yıldır Kerkük sorunu konusunda hiçbir ciddi ilerleme olmadığı gibi, şehre yerleşen Kürtlerin nüfusu 700.000’I geçmiştir.İl Meclis Başkanlığı dışında Türkmenlerin elinde hiç bir makam yetkisi yoktur.Sürekli baskı altında olan Kerküklü Türkmenler Türkiye’ye göç etmeyi tercih etmektedirler. Kerkük sorunu sadece Arap ve Kürtler arasında bir sorun gibi gösterilmektedir. Halbuki daha 15 yıl önce bu şehirde Türkmenler çoğunlukta idi.Önümüzdeki 2014 yılında yapılacak olan genel seçimlerde Türkmenlerin bu şehirde iki vekil çıkarmaları çok zor olacaktır. Kerkük sorunu Türkmenlerin de katılımı ile kısa sürede çözüme kavuşmazsa, Türkmenleri bu şehirde hiçbir söz sahibi olamayacaklardır.
Telafer’in önemi giderek artmaktadır.Çünkü 350.000 nüfuslu olan bu şehir siyasi baskı ile bir Türkmen vilayeti rahatlıkla olabilir.Ancak bu şehirdeki etnik rahatsızlık Arap ve Kürtlerin işine geldiği gibi Türkmenler arasında da birliğin oluşmamasına sebep olabilmektedir.Ancak son mahalli seçmilerde Musul il meclisinde 6 sandalye kazanmaları önemli bir başarıdır. Telafer il olmasa bile ekonomik yönden güçlenmesi gerekmektedir. 

Kısacası bugün Irak’ta ayakta durmaya çalışan Türkmenler ellerinden geleni yapmaktadırlar.Ancak Irak’ta cereyan eden olaylar tamamen silah ve sermaye gücüne dayandığı için Türkmenler güç sahibi olamamaktadırlar. Dolayısıyla Türkmenlerin anavatan Kabul ettikleri Türkiye’nin son zamanlarda ihmal ettiği Türkmenlere daha farklı yaklaşmasını zorunlu kılmaktadır.’’dedi. Program soru cevap ve çay ikramı ile son buldu.