“YUNUS EMRE İLE KİŞİLİK İNŞÂSI”

37 senedir Ramazan’ın her pazarında devam eden ve artık bir Ramazan geleneği haline gelen “RAMAZAN KONFERANSLARININ” bu sene ikincisinde ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kâmil SARITAŞ Hocamızın ilgi ve merakla takip edilen “Yunus Emre ile Kişilik İnşâsı” konulu konuşmasında özetle:

“İnşadan kasıt öncelikle insanın külli ahlaki değerler çerçevesinde benlik, kendilik ve kişilik bilincine varma yolculuğudur. İnşa ile «biz her dem yeniden doğarız» dizesinde kastedilen kendimizin farkına varma, var oluş gayemizi bilme, yaratılış fıtratına dönme, aşk denilen özle yenilenme ifade edilir. Kişilik inşâsının temelinde, kişinin kendini bilmesi, anlamlandırması, Allah ve diğer varlıklarla ilişkisini keşfetme gayreti vardır. İnşa sürecinde yolda ve arayış üzere olma şarttır. Tarih boyunca arifler ve hakim denilen filozoflar ciddiyetle bilgi, ahlak ve nefis eğitimi bağlamında kişiliğin inşâsı konusuna eğilmişlerdir.

Kişiliğin inşâsında ve oluşumunda kimlik algısı, doğru veya yanlış benlik algısı, din ve dinin anlaşılma şekli, sanat, edebiyat ve musiki anlayışı, sohbet ve sohbetin içeriği, mektep, eğitim ve içeriği, meslek ve içeriği, doğa ve yapısı, tarih anlayışı, sosyolojik çevre, arkadaş, aile, komşuluk ilişkisi, çevre, devlet ve benzeri etmenler etkilidir.

Yunus Emre’nin en belirgin vasfı sufi ve derviş olmasıdır. Şahsiyetini ve düşüncelerini tasavvufi bakış açısı oluşturur. Düşüncelerini tasavvuf geleneği çerçevesinde ilme’l-yakin-ayne‘l-yakin-Hakk’a’l-yakin, zahir-batın, avam-havas-ehass-ı havas, şeriat-tarikat-marifet-hakikat, dört kapı-kırk makam anlayışlarına uygun olarak açıklamıştır. Zaman, mekân ve kişinin seviyesini gözeterek hiyerarşik biçimde ve çok katmanlı metinler halinde düşüncelerini izah etmiştir. Yunus Emre, büyük Türk mutasavvıfı Ahmet Yesevi’nin geleneğini takip eder. Yesevi geleneğinin temellerini Allah aşkı, insanı merkeze alma, sevgi-saygı-hoşgörü kültürü, kimseyi ötekileştirmeme ve İslam’ın evrensel ilkelerini uygulama oluşturur. Yunus Emre de irfani yolculukta bu hususları önemsemiştir.

Yunus Emre’nin düşünceleri bağlamında kişiliğin oluşumunda nefsi arındırma ve ruhu tasfiye etme önemlidir. Yunus Emre’ye göre nefsi arındırmak için iman, inayet, himmet-hizmet dengesi, ibadet/amel, bilgelik ve ahlaki yolculuk gereklidir. Ruhu tasfiye ise aşk ve gönül yapmakla gerçekleşir. Bu hususlar olumlu özelliklerle donanmayı, sosyal ve kültürel ortamın olumsuz tesirinden kurtulmayı ve insanın kendisini daha geniş perspektiften tanımasını, hayata ve insanlara sevgi ve birlik penceresinden bakmasını sağlar. Böylece kendi özünü tanımaya ve inşâ etmeye yönelik doğumlar gerçekleşmeye başlar.   

Yunus Emre düşüncesinde inşâ yolcusuna arif denir. Arifin diğer ismi İnsan-ı kamil’dir.  Arif, kendini bilir. Sabırlı kişidir, zorluklar karşısında tevekkül eder. Cömerttir, merhametlidir, yalnızca güzellikleri ve iyilikleri görür. Yaratan’dan dolayı bütün varlığı sever. Kötülük yapmaz, nefret etmez, kimseyi ötekileştirmez. Ona göre nefret öldürür, sevgi yaşatır. Arif, her şeye rağmen her daim yaşatandır.

Yunus Emre’ye göre kişiliğin inşâsı için;

  1. Öncelikle Allah’a ve Elçisinin düsturlarına titizlikle riayet edilmelidir. İman esasları bilgi ve hikmet boyutunda anlaşılmalı, ibadet ve amel boyutunda uygulanmalıdır.  
  2. Kişinin insan ve Müslüman olmasının yolu nefsi arındırmasıdır. Nefsi arındırmak için ibadetlere yönelmeli, kötü ahlaktan kurtulmalı, geçici olan şeyleri en azından gönülden terk etmelidir.
  3. Bilge olmak, insanın kendisini ve Hakk’ı bilmesi anlamına gelir. İnsanın kendisini ve Yaratan’ını bilmeye yönelik her türlü bilme çabası ibadet değerindedir.
  4. Erdemli kişiliği inşâ etmiş olmak iman, ibadet, amel ve ilmi değerli kılar ve insanın kendi olmasını sağlar. Erdemli kişiliğin olmadığı yerde iman, ibadet, amel ve bilgeliğin değerinden söz edilemez.
  5. Kişiliği inşâ etmenin en kestirme yolu gönül yapmaktır. Vahdet bilinci ile hiçbir ayrım gözetmeden tüm yaratılanın gönlünü kırmamak insani ve İslami görevimiz olmalıdır.
  6. İnşanın başında sevgi sonunda aşk vardır. Hem Yaratan’ı sevmek hem de Yaratan’dan ötürü bütün varlıkları sevmek imanın gereğidir.
  7. Yunus’un kişiliği inşâda düşünce ve davranışları erdem merkezli olduğundan, Yunus gönüllü insanların dünyasına da erdem hâkim olmalıdır. 
  8. Yunus meşrep insanların dünyasında birlik, beraberlik, kardeşlik, empati, sevgi, saygı ve hoşgörü etkin olur. Şiddet, cinayet, tecavüz, sahtekârlık, gününü gün etme, insanlara baskı kurma, zorbalık, tutkuların kölesi olma vs. olamaz.
  9. Yunus tarzlı inşâda her türlü olumsuzluğa ve maddi imkânsızlığa rağmen her daim umut ter ü tazedir. «Dağ ne kadar yüce olsa da yol onun üzerinden aşar» düşüncesi bu durumu ifade eder. Umudu kaybeden her şeyi kaybeder, umuda tutunmak ve “olmak” dileğiyle”. Dedi.

Soru ve cevaplardan sonra Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın teşekkür konuşması ve şükran beratı takdimi ile program sona erdi. https://www.youtube.com/watch?v=EH22DYjxR0A&ab_channel=ESK%C4%B0%C5%9EEH%C4%B0RT%C3%9CRKOCA%C4%9EI