Acımız Büyük,  Milletimizin Başı Sağ Olsun
Nuri GÜRGÜR
Bartın’daki maden ocağında metan gazı (grizu) patlaması olduğu ve ardından çıkan yangında 28 işçimizin hayatını kaybettiği açıklandı; ancak beş ağır yaralımız ve toprak altından henüz çıkarılamayan on beş vatandaşımız daha var. Can kaybı sayısı muhtemelen artabilir. Birkaç yıl önce Soma’da yaşanan korkunç facianın acıları unutulmadan bir maden faciası daha yaşıyoruz. Bu tarz faciaların yaşanmasının ardından yapılanlar bir daha tekrarlanıyor. Bakanlar, siyasetçiler facianın yaşandığı yerdeler. Facianın sebebini araştırıyorlarmış, üç savcı görevlendirilmiş. Ama bütün bunların her zamanki gibi seremoniden öte fazla bir anlamı olmayacak. Ateş bermutad düştüğü yeri yakacak; evinin, ailesinin geçinebilmesi için canları pahasına yerin metrelerce altına inen, o karanlık kuyularda, daracık izbe koridorlarda çok ağır şartlar altında çalışan eşlerini, evlatlarını kaybeden aileler, yetim kalan çocuklar bundan sonra acılarıyla baş başa yaşamaya çalışacaklar.
Keşke facianın ardından olay yerine giden yetkililer, buralara çok daha önceden gelseler; çalışma şartlarını, gerekli önlemlerin tam olarak alınıp alınmadığını her yönüyle inceleyip  “teftiş“ etselerdi. Çünkü ülkemizde grizu patlaması yeni bir olay değil. Eskiden daha sık yaşanırdı. Zamanla teknolojinin gelişmesi, önlemlerin artırılması sonucunda nispeten azaldı. Fakat dünkü olayda da görüldüğü gibi tehlike hâlâ devam ediyor. Bu güne kadar yaşanan bu tarz faciaların ortak özelliği ocaklarda metan gazı birikimini önleyecek havalandırma sistemlerinin yetersizliği ve gaz birikimini bilgisayara bağlı olarak ölçen cihazların her nedense zamanında alarm vermemeleridir. Yani bunların denetimlerinin sık sık, düzenli şekilde yapılması, noksanlarının zaman kaybetmeden giderilmesi gerekiyor; bunlar çalışanların can güvenliği açısından titizlikle uygulanması gereken hayati kurallardır. En yukarıdan başlayarak, maden ocaklarının işletilmesinden sorumlu bütün kademelere kadar inen, disiplini sağlayan kontrol ve denetim mekanizmaları sıkı tutulmadığı zaman bürokrasimizin temel sorunu olan görevi savsaklama hastalığı devreye girer.  Çünkü insanımızda görev disiplini, bilinci maalesef eksiktir. Batılı ülkelerde çok sayıda maden ocağı olmasına rağmen bu tür facialar çok ender yaşanıyorsa sebebi onların kuralları uygulama konusunda gösterdikleri dikkattir, disiplindir. Biz bu konudaki eksiklerimizi görüp gideremediğimiz takdirde maalesef buna benzer acılara katlanmak zorunda kalacağız. Hayatlarını kaybeden çalışanlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabr-ı cemil diliyorum.