Mezun olduktan sonra bir müddet Yeni İstanbul Gazetesi’nde ve ardından 1964-1968 yılları arasında 4 yıl Ankara Radyosunda çalışmıştır. Bu görevinden sonra 1969-1975 arasında Sivas’ta avukatlık mesleğini icra etmiştir.

Ahmet Turan Alkan’ın Altıncı Şehir adlı Sivas’ı anlatan eserinde Yavuz Bülent Bakiler’in 60′lı yılların ortasında yayın hayatına atılan ve Sivas’ta faaliyet gösteren Hizmet Gazetesi‘nde yazdığı belirtiliyor. Ahmet Turan Alkan şöyle diyor : “60′lı yılların ortasında yayın hayatına atılıyor Hizmet. Başyazarı cevval, yakışıklı ve sert bir kalem; Yavuz Bülent Bakiler. Parlak bir avukat. 1961 Anayasası’nın getirdiği serbesti ortamında sesini yükselten sol akımlara karşı Sivas’ta ilk defa sert muhalefet yapan, polemikçi yazar Yavuz Bey…” 
 
Bunların ardından Y. Bülent Bakiler, bir süre Başbakanlık Toprak-Tarım Reformu Müsteşarlığı’nda Hukuk Müşavirliği yaptıktan sonra 1976-1979 arasında Ankara Televizyonu’nda çalışmıştır. Bu görevi sırasında çeşitli kültür programları hazırlamıştır. Bu görevi sırasında çeşitli kültür programları hazırlamıştır.

Zaman geçtikçe daha önemli görevlere getirilen Yavuz Bülent Bakiler, Trt’den Kültür Bakanlığı Kurumu’na Müsteşar Yardımcısı oldu. 12 Eylül Darbesi sonrasında aynı bakanlıkta Bakanlık Müşavirliği kadrosuna atandı. 1992 yılında Başbakanlık Müşaviri olarak atandı ve burada iki yıl görev yaptıktan sonra 1994 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.

Bazı kaynaklarda Sivas milletvekilliği yaptığı belirtilmişse de bu konunun doğruluğunu tespit edemedik. Fakat onun Sivas için önemli hizmetleri olduğu muhakkaktır. Milletvekili olamasa da Sivaslılar onu vekilleri gibi bilmiş , bağrına basmıştır. Aynı şekilde Yavuz Bülent Bakiler de Sivas’a ve Sivaslılara karşı duygularını her fırsatta dile getirmiştir.

İlk şiirleri mahalli gazete ve dergilerle öğrenci iken arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı Kopuz dergisinde yayınlandı. Yazıları bir süre Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptığı Orkun ve Türk Edebiyatı (1980)dergilerinde de çıktı. Aylık yayın hayatına 16 Mart 1950 tarihinde başlayan Hisar Dergisi şairleri arasında da yer aldı. Türkiye Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi’nde yazıları yayınlanmaya başlandı. Samanyolu Televizyonu’nda Türk Cumhuriyetleri’ni anlatan “Bizim Türkümüz” ve Türkçe’nin doğru kullanılmasını öğreten ve açıklayan “Sözün Doğrusu” programlarını seyircilerle buluşturdu. Bu programlar dolayısıyla kendisine on beş ödül verildi.
 
Arif Nihat Asya ve Mehmet Akif Ersoy ile ilgili araştırmaları vardır. Zaman zaman konferanslarda bu şahsiyetler hakkında bilgiler sunmaktadır. Bu önemli şahsiyetler hakkında ülkemizde yetkili kalemlerden birisi olan Yavuz Bülent BAKİLER’de özellikle Arif Nihat Asya’nın bir takım özellikleri görülmektedir. Yavuz Bülent Bakiler, günümüzde Türk dilinin en büyük savunucularından birisi konumundadır. Konferanslarında, eserlerinde ve programlarında Türkçe’nin doğru kullanılmasını sağlamak amacıyla büyük çaba sarfetmiştir. Kendisi günümüzde yaşanan Türk dilinin yozlaşmasına karşı büyük bir mücadele ortaya koymuştur. Çünkü dil, bir toplum için vazgeçilmez bir unsurdur.

Yavuz Bülent BAKİLER  dilimize yüzyıllar önce girip hala kullanılan kelimelerin de bizim dilimizin bir parçası olduğunu savunurken daha ziyade yakın dönemde Batı dillerinden dilimize giren kelimelere savaş açmıştır. O aynı zamanda Türkçe olmasına rağmen yanlış anlamlarda kullanılan sözcüklerin de doğru kullanımlarını göstermek için gayret etmiştir. Mesela; yoğun, seyretmek, neden, devam etmek, sürmek gibi kelimelerin yanlış yerlerde kullanımlarını eleştirmiştir. Şüphesiz onun amacı yaşayan Türkçeyi korumaktır.

Yavuz Bülent Bakiler, Türkçe’yi iyi kullanan bir aydın olmasının yanında iyi bir hatiptir de. O çok uzun cümleleri duraksamadan dinleyenlerde hayranlık uyandıracak şekilde sunan, ses tonu ve kullandığı sözcüklerle dinleyenlerin beğenisini kazanan bir kişidir. Yavuz Bülent Bakiler, gurbetin ve hasretin şairi olarak tanınmıştır. Sılaya olan özlemini onun şiirlerinde görmek mümkündür.

Yavuz Bülent Bakiler, Sivas’a olan sevgisini şiirlerinde yazılarında sık sık ifade etmiş ve Sivas’ın kendisinde ayrı bir yeri olduğunu belirtmiştir. Sivas ile ilgili Sivas’a Şiir adlı antoloji eseri bu sevginin bir neticesidir. Onun bir çok konuşmasında Sivas ile ilgili noktalar göze çarpmaktadır.

Geleneksel şiirimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eriterek kişiliğine kavuştu. Şiirlerinde, Anadolu’ya, Anadolu insanına eğilmiş, onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir. Sade ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu vardır. Milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile, Arif Nihat Asya’nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir..

Mehmet Akif Ersoy’u Türkiye’de en iyi biçimde tahlil etmiş kişilerden birisi de Yavuz Bülent Bakiler’dir. Onun sesinden Akif’i dinleme şerefine nail olmuş birisi olarak kendimi şanslı görüyorum.

Yavuz Bülent Bakiler’in şiirlerinde hep aynı ve sıradan konuları bulmak mümkün değildir. Çok geniş yelpazede ve çok farklı konularda şiirler yazmıştır. Genelde Gurbetin ve Hasretin Şairi olarak tanımlanması özellikle memleketi Sivas’a ve vatanı Türkiye’ye atfen yazmış olduğu coşkun şiirlerden kaynaklanmıştır. Vatan sevgisi ve hasreti, milli ve manevi değerlere bağlılığı onun en göze çarpan hasletlerindendir.

Geleneksel şiirimizin özünü ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eritmesi ve Milli-Manevi değerlere bağlı kalması onun en büyük özelliğidir. Her konuşmasında şu tanımlamayı mutlaka yapar : Millet, dili ve edebiyatı olan topluluktur.

En iyisi Bakiler hocayı şiirleriyle anlamak. En sevdiğim şiiirlerinden iki tanesini ekliyorum.

YALNIZLIK

Bir garip kimseydin bu şehirde,
Sevmezdin her akşam içenleri,
Ve kimse bilmezdi o zamanlar
Düğüm düğüm aklından geçenleri

Bir esmer kız severdin,
Şiirler gibi,minyatürler gibi ince.
İçin içine sığmazdı, konuşamazdın
Çıkıp yanına gelince.

Efkarını dağıtmıyor her gece,
Ard arda içtiğin sigara
Ve başıboş akan ırmaklar gibi,
Dalıp dalıp gidiyorsun yollara.

Bütün sevdiklerin terkedip gitti,
Yapayalnız kaldın artık.
Dokunsalar ağlarsın çocuklar gibi,
Büyüdü gözlerinde yalnızlık.

Biliyorum, böyle değildin önceleri,
Türküler söylerdin sıcak.
şimdi bir bekar evin var karanlık
Bir odan var ağlayacak.

CEBECİ İSTASYONU VE SEN        

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü

İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara

Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi

Sıcak bir kara sevda

Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;

Acımsı, buruk.

mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde

Sessizliği üstümüzden atamıyorduk

Bir saçak altında kararsız, yorgun

Saatlerce duruyorduk

Kimse görmüyordu bizi

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü

Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü

Bir başka türlüydü bu insanlar

Sen bir başka türlüydün

Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi

Gözlerin gözlerimde erimekteydi

Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun

Beni bırakma diyordun

Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam

Bir yalnızlık duyuyorduk

Ağlıyordun, ağlıyordun…

Cebeci İstasyonunda bir tren

Nefes nefese soluyordu

Gerilmiş bir keman teli gibiydik

Ankara Kalesi’nde bir eski çalar saat

Bilmem kaça vuruyordu

Bir yağmur yağıyor inceden ince

İçimizdeki binbir düşünce

Harmanlar misali savruluyordu

Islanmış bir ceylan yavrusu gibi

Tiril tiril titriyordun

Gitsek gitsek diyordun.

Yüreğimin atışından deli gönlümce

Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan

Türküler söylüyordum

Ağlıyordun, ağlıyordun…

Şimdi, şimdi seni düşünüyorum

Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin

Paramparça düşmüş gönül ufkuma

İki yıldız gibi gözlerin

Gel Ey ciğerime saplanan hançer

Gel ey yüreğime oturmuş kurşun

Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan

Gel artık

Ne olursun

YAVUZ BÜLENT BAKİLER’İN ESERLERİ

Şiir Kitapları: Yalnızlık, Duvak, Seninle, Harman, 

Antoloji: Şiirimizde Ana, Sivas’a Şiir

Nesir Kitapları : Üsküp’ten Kosova’ya, Türkistan Türkistan, Aşık Veysel, Elçibey, Mehmet Akif’te Çağdaş Türkiye İdeali, Sözün Doğrusu 1, Sözün Doğrusu 2, Gidenlerin Ardından, Arif Nihat Asya İhtişamı ..

 Azerbaycan Türkçesi’nden Türkiye Türkçesi’ne uyguladığı eserleri : Bahtiyar Vahapzade’nin Feryat, İkinci Ses, Nereye Gidiyor Bu Dünya, Özümüzü Kesen Kılıç (Göktürkler),