Nuri GÜRGÜR
Türkiye İş Bankası 100. kuruluş yıldönümü vesilesiyle iki günlük bilimsel bir faaliyet düzenledi; dünya çapında isim yapmış Aziz Sancar, Gökhan Hotamışlıgil, Daron Acemoğlu gibi vatandaşımız bilim adamlarının yanı sıra Apple’in başkanı dahil teknoloji alanından yetkin isimler, seçkin ekonomistler konferanslar verdiler, ülkemizle ilgili görüşlerini açıkladılar. Türkiye gündeminin sorunlarımızı konuşmak yerine birçok gereksiz ve yararsız konuyla doldurulduğu, zihinlerin karışık ve karamsar olduğu bu günkü ortamda bu tarz bir faaliyetin yapılması güzel bir tercih, banka yönetimini kutlarım.
Değerli bilim insanımız Sayın Aziz Sancar biri bilimsel konulu iki konferans verdi. İkinci konuşmasının konusu Türkiye’nin ve Türk dünyasının küresel rekabet ortamında yaşadığı bilimsel ve teknolojik sorunlar ve çözüm yollarıydı.
Örnek bir Türk milliyetçisi olan Aziz Sancar, konuşmasında çok önemli bir noktaya parmak bastı; Çin’in bilim ve teknoloji üretiminde halen dünya lideri olduğunu, ABD ile arasındaki gerilimin bundan kaynaklandığını, yirmi yıldır bu alanda yürüttüğü politikalarla bu konuma geldiğini söyledi, Türk dünyası ülkeleriyle Çin’i kıyasladı. İki tarafın coğrafi şartları ve yer altı kaynakları hemen hemen aynı olmasına rağmen Türk dünyasının bilim ve teknolojide çok geri kaldığını, “Çin’in yanına bile yanaşamadığını” anlattı. Politikaya girmek istemediğinden Çin’in bu alandaki üstünlüğüyle bütün Türk devletleri için ekonomik, siyasal, sosyal ve demografik alanlarda nasıl bir tehdit oluşturduğunu ifade etmedi. Bu kadarlık açıklaması bile, BRCIS oluşumunun iki kurucu ve etkin ortağından biri olan Çin’in emperyal niyetleri ortada iken Türkiye’nin buraya katılma girişimlerinin değerlendirilmesine katkı yapabilir.
Sayın Aziz Sancar bu konferansında Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik sorunlarını çözmesinin yolunu da kısaca gösterdi:
1) Temel bilimlere öncelik verilmeli, teknolojik üretim temel bilimlerden doğuyor.
2) Kız ve erkek çocuklara eşit eğitim fırsatı verilmeli.
3) Deney yapmak ve gözlem yapmak teoriden önce gelir. Eğitimde deney yapmaya önem verilmelidir.
4) Politika ve din bilime karışmamalı.
5) Bilim insanları da politikaya ve dine karışmamalı.
6) Akademik terfiler, atamalar ve fonlar liyakate göre yapılmalı.
7) Akademik özgürlük. Bilim adamları hangi konuda araştırma yapacağını kendisi seçmeli, şunu yapacaksın denilmemeli, zaman verilmelidir.
Türkiye ve Türk dünyasına sevdalı bu değerli bilim insanımızın tespitleri son derece önemlidir. Sayın Erdoğan keşke kendisiyle yakın ilişki kursa, önerilerini dinlese eminim çok yararlanır. Çünkü şahsi bir beklentisi olmayan, ülkemize ve milletimize yararlı olmaya çalışan ve “bilerek“ konuşan bir insan. Eğitim, bilim ve teknoloji konularındaki mevcut tablo ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor.