Eskişehir Türk Ocağı Perşembe Sohbetleri programının bu haftaki konukları Solist Ertan Alkılıçgil, Udî  Cem Aksu, Kanûnî Levent Göcenler, Klarnet icracısı Recep Çakçak, Ritim saz icracıları Pınar Göcenler ve Abdullah Coşkun’du. “Nihavend Faslı ve Gönül Şarkıları” adlı programda fasıl mûsikimiz üzerine kısa bir değerlendirme yapıldıktan sonra  uygulamaya geçildi. Eşsiz icralar yapılırken aralarda özetle mûsikimize dair şu düşünceler paylaşıldı:

 Büyük şairimiz Yahya Kemal, “Eski Mûsiki” isimli şiirinde:

“Çok insan anlayamaz eski mûsikîmizden,

Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden”

Mısralarıyla ruh köklerimize yolculuk yapabilmek için müziğimizi anlamak gerektiğine dikkatimizi çeker. Tanpınar ise Huzur adlı romanında “Bütün medeniyetimiz, kirimiz, pasımız, güzel taraflarımız, hepsi mûsikidedir” diyerek, Yahya Kemal’in mısralarını adeta şerheder.

Kanuni devri şairi Bâkî,

“Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal,

Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş.”

diyerek dünyanın hâlini tarif ediyor. Birçok insan, tekdüze hayatları ve gelişmemiş özellikleriyle, niçin yaşadıklarını bile bilmeden bu dünyadan göçüp gidiyor. Fakat bu insanlara da, yeryüzüne de şekil veren insanlar vardır ki, bunlar, san’atkârlardır. Kâinatı başka bir boyuttan seyredenlerin elbette bizden farklı olarak sezdikleri değişik yönler mevcuttur. Bazen güzel bir şiir, zengin bir nesir, ince bir motif, lâtif bir tezhip, gürül gürül bir kahramanlık destanı, iyi dramatize edilmiş bir hikâye, beşerî heyecanlarımızı haykıran bir mûsikî nağmesi bizi o kadar coşturur ve heyecanlandırır ki, görüp duyduğumuz ses hevenkleri ve değişik objeler tıpkı bir meltem gibi dört bir yandan rûhumuzu sarar.

Bir millet ancak kültür unsurlarının canlı tutulmasıyla yaşar ve pâyidâr olur. Medeniyet, şayet bir milletin kendi mevcudiyetini anlatmaksa, bu muhteşem terkibin malzemesi, o milletin ilmî, ahlâkî ve sınaî eserleri olmalıdır. Zira sosyal hayatın bize kazandırdığı terbiye, çeşitli hüner ve san’atlar medeniyete bir şekil verir.

Son olarak saz eserlerinin icra edildiği program, Eskişehir Türk Ocağı yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Mehmet Topal’ın teşekkür konuşması ile sona erdi.