Ocağımızın, 28 yıldır kesintisiz devam eden Ramazan sohbetlerinin ikinci konuğu Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Edebiyatı Anabilim Dalında görev yapan Prof.Dr. Bilal Kemikli oldu. 

Tiryakizade Süleyman Ağa Camii İmam Hatibi, Hafız-ı Kurra Selahattin Akarsoy’un Kur’an-ı Kerim okumasıyla başlayan program, Bilal Kemikli’nin “Ramazan Medeniyeti” başlıklı konuşmasıyla devam etti.

Yunus Emre Kültür Merkezi’nde saat 13.30’da gerçekleşen programda Prof.Dr. Bilal Kemikli özetle şunları söyledi:

“Medeniyet terimi, şehir anlamına gelen medine kelimesinden doğmuştur. Şehir denilen yapı, bünyesinde farklılıkların yani farklı kültür ve dinlerin buluştuğu bir karşılaşma mahallidir. Farklılıklarına rağmen beraber yaşama becerisini gösteren bu topluluklar için medeni sıfatını kullanırız. Zamanla bu ahenkli yapının ürettiği maddi ve manevi değerler sadece cemiyete değil bütün insanlığa hitap etmeye başlayınca medeniyet tabiriyle tavsif olunurlar.

Ramazan yeniden inşanın fırsat mevsimidir. Onu sadece direkler arasına sıkıştırmak haksızlık olur. Eğlence için yeni şehir konseptine uygun, dini duygu ve düşünceyi aktaran, toplumsal dayanışmayı tahkim eden bir eğlence dili / kültürü geliştirmeliyiz.

Ramazan sofraları, Osmanlı mutfağı… Adım başı bu tabir tüketiliyor. Hakikaten o çorba, Osmanlı çorbası mı? Hayır, olmak zorunda da değil. Sen kendin ol. Kendi damak zevkine uygun helal ve sağlıklı yemeği icad et. Bilgi aktarımında da tekrara kaçıyoruz… Köklere gideceğiz. Ama bunu zamanın ruhuna uygun bir gramerle sunmayı bilmeliyiz.

Bir düşünce karmaşası, bilgi kirliliği yaşıyoruz. Temizlenme ayı olan Ramazan’da düşünce kirliliğinden temizlenmenin, sahih bilginin peşinde koşmanın yollarını aramalıyız. Ramazan bizi bu arayışa çıkarıyor.

İtikâf, bir anlamda bu dur… zihnen / kalben arınma.Oruç, tezkiye ediyor… Arındırıyor. İtikâf ise bu arınmışlık haliyle arayışa, zihnen ve kalben restore edilme fırsatı sunuyor.

Din, bireysel ve toplumsal coşkunluğu besliyor… Şehirli olmak, kardeş olmak, bu coşkuyla evde Ramazanı karşılamak… Yufkalar hazırlamak. Harçlıklar, bahşişler ayarlamak, tatlı bir telaş…

Ramazan medeniyetinin ürettiği ve tarihten günümüze uzanan pek çok dini ve hayri paylaşımlar bu ayı diğerlerinden farklılaştırmaktadır. İftar sofraları-diş kiraları-fitreler-zekatlar-Ramazaniyyeler-Tahsis ve sadakalar-taamiyye ve atiyyeler bu uygulamalara örnek olarak gösterilebilir. Yine iftariye, imsakiye ve sahurluk bedeller, idiyyeler, mukabeleler, Teravih, Buhârî-i şerif okumaları, Enderun usulü teravihler (Musiki, makam bilgisine sahip hafızlar, aşırhanlar, tesbihhanlar, müezzinler camiyi şenşendirir… Eskilerin âsûde-bâl dedikleri tarzda, huzur veren bir namaz kılınırdı) yavaş yavaş medeniyet havzamızı terk eden müstesna ritüellerdir.”

Yunus Emre Kültür Merkezi’ni dolduran dinleyicilerin soruları ve Ocak Başkanımız Nedim Ünal’ın Bilal Kemikli’ye teşekkür beratı takdimi ile program sona erdi.