Türk Ocaklarının 34 yıldır yapageldiği Ramazan Konferanslarının bu sene sonuncusunda ESOGÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kâmil SARITAŞ hocamız “İnsanın Anlam Arayışı” hakkında konuştu. Büyük bir topluluk tarafından ilgiyle izlenen konuşmasında özetle;

İNSANIN ANLAM ARAYIŞI BİZATİHİ KENDİLİĞİNİ ARAMA YOLCULUĞUDUR.

Anlam hayat yolculuğunda kendiliğimizin bize hatırlattığı şeydir. Anlam yolculuğu kimlik, kişilik ve kendilik sırasıyla devam eder. Kendilik veya kendi olma kimlik ve kişiliği sorgulayarak insanın sadece kendisine ait özelliklerini ortaya koyması sonucunda kazanılan bir özelliktir. İnsanın anlam arayışı bizatihi kendiliğini arama yolculuğudur. Yunus Emre’nin “ete kemiğe büründüm’ sözü kimlik ve kişiliğe, “Yunus diye göründüm”, sözü de kendiliğe işaret eder. Ayrıca “bir ben vardır bende, benden içeru” sözü de kendözünü bilmeyi dile getirir.

“İlim ilim bilmektir.

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin

Ya nice okumaktır.”

Yunus Emre bu dizelerinde de bilmenin amacının kendini bilmek olduğunu ifade eder.

Peygamberimiz (a.s) “Allah sizin cisimlerinize, suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinizde taşıdığınız takvanıza bakar (Müslüm Birr, 33). Benzer bir hadiste de “sizin kalplerinize ve amellerinize bakar” buyurur. Takva ve kalbî melekeleri geliştirmek kendiliğimizi oluşturmakla doğrudan ilgilidir. Farabi ve İbn Sina gibi filozoflar ve Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ve Mevlana gibi mutasavvıflar alanları itibariyle kendiliği öne çıkaran ruh doktorlarıdır.    

İnsanın anlam arayışı, insandan anlaşılan şeydir. Genel anlamda ideolojiler, ilim alanları insanı ya övülen ya da yerilen kısımlarıyla öne çıkarmışlardır. Çoğu zaman bir yöne indirgenmişlerdir. Uçması umulan ancak kanat takmak yerine ayakları kesilen bir varlık haline getirmişlerdir insan.

Antropolojik anlamda insan iki ayaklı, dik yürüyüşlü düşünen bir canlı olarak tanımlanmıştır. İki ayaklı; insanın sefaletini, saldırganlığını ve iştahını gösterir. Dik yürüyüşlü ise özgür bir varlık olma isteğine işarettir. Düşünen canlı olması diğer varlıklardan önemli farkın akıl olduğunu gösterir. Filozoflara göre insanın anlam arayışı akla sahip olmakla başlar (bilkuvve yetkinlik), aklı nitelikli kullanmakla devam eder (bilfiil yetkinlik).   

Kur’an’a göre bizi bizden daha iyi bilen, bizi bizden daha fazla seven Allah, insanı iki yönlü bir varlık olarak yaratmıştır. İnsan riskli bir varlıktır ancak potansiyeli çok yüksek, değeri çok yücedir. Kendilik, doğrudan insanın nefsini tezkiye, ruhunu aydınlatma, aklını arındırma ve emanete sahip çıkmasıyla ilgili bir husustur. Değeri kendilik farkındalığı ölçüsünde artar (takva). Nurettin Topçu’ya göre insan düşünen, isyan eden, iradeli hareket eden bir canlıdır. İsyanı kendiliğinden uzaklaştıran her şeye karşıdır.

İNSANIN ANLAM ARAYIŞI: BENİM BEN OLMAMI SAĞLAYAN HUSUSLARI KEŞFETME VE YAŞAMADIR.

Metabilişsel genlere göre insan anlamı arayan bir varlıktır. Ancak genel anlamda sosyal medya ve benzerleri insanın anlamı bulduğunu, anlamın da hız, haz, fayda ve menfaat gibi şeylerden biri olduğunu göstermeye çalışır. Zikredilen hususlar insanı zindana atan ve kendisini kendinden uzaklaştıran hususlardır. Halbuki anlam arayışı insanın eksikliğini tamamlama gayretidir. Nitelikli yaşam isteğidir. Olumlu ve olumsuz özelliklerimizin farkına vararak “kendini bilme” yolculuğunda olumlu yönleri geliştirme gayretidir. Benim ben olmamı sağlayan hususları keşfetme ve yaşamadır. Bu anlamda anlam değerle ilgilidir. Anlam hakikati aramakla ilgilidir. Anlam öze dönmekle ilgilidir. Anlama sadece entelektüel bir çabayla değil, aklı doğru kullanarak, nefsi tezkiye ederek, güzel ahlaka sahip olarak yaklaşabiliriz.

İman, umut, aşk ve adaletle nice anlam yolculuklarına!

İlgiyle takip edilen derinlikli ve muhtevalı konuşma soru ve cevapları takiben Ocak başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal tarafından kendisine Şükran Beratı takdiminden sonra tamamlandı.